Hereke Halısı için yeni ustalar yetişmiyor
Hereke Halısı’nın üretimi gün geçtikte azalıyor. Değerli bir kültür mirası olan Hereke Halısı’yla ilgili üretici İsmail Şaşdım, yeni dokumacıların yetişmediğini, bu nedenle bu kültürün kaybolacağını söyledi.
Birinci sınıf ipek kullanılarak örülen ve Osmanlı saraylarının yanı sıra tüm dünyada dekorasyon olarak kullanılan Hereke Halısı için yeni usta yetişmiyor. Hereke Halısı’nın yeni kuşaklara aktarılmasını tehdit eden bu durumla ilgili, Han Halı İmalat Müdürü İsmail Şaşdım gazetemize konuştu. 1843 yılında Hereke Halısı’nın hikayesinin başladığını belirten Şaşdım, şu ifadelerde bulundu: “Türk kültürü olan Hereke Halısı, tarihte ilk pasifik halısı ile aynı düğüm ve motiflere sahiptir. Anadolu’da bu halılar çok eski zamanlarda üretilmişken Hereke’de ise 1843 yılında üretim başlıyor. İlk zamanlarda bu halılar ticari bir ürün olarak düşünülmemiş. Kaliteden ödün verilmeden en iyi halıyı nasıl yapabiliriz denilerek işe başlanmış.
DÜNYADA ÜRETİLEN EN İNCE HALI
Daha ince bir halı için ipek malzeme kullanılmış. Yakın zamanda ise yün ve ipeğin beraber kullanıldığı halılar var. Yer ve duvar kullanımı için iki farklı halı üretimi yapılıyor. Yer için kullanılan halılar yün ve ipek karışımı. Sadece ipek yer halıları da üretiliyor. Saf ipek olan ürünler daha incedir ve genelde duvar için üretilir. Dünyada üretilen en ince halılar Hereke Halılarıdır. İnce halı dokuması çok zahmetli. İlk yapılan halılar genel olarak en büyük boyutlarda. Yıldız Sarayı’ndaki bir halı 400 metrekare büyüklüğünde.
SADECE 500- 600 KİŞİ KALDI
Bu işin iyi olduğu dönemler bölgede 60 bin kişi halı dokuyordu. Bu sayı zamanla azaldı. Şu an 500- 600 kişi kaldı. Burada özellikle ipek ağırlıklı halılar dokuyoruz. Yün halılar ise daha çok Anadolu’da üretiliyor. En iyi halı ustaları Hereke ve çevresinde olduğu için bu iş en iyi burada yapılıyor. Hereke’de misafir ve turistler için sembolik üretim yapıyoruz. Asıl üretimin yapıldığı İzmit, Yalova ve Karamürsel’deki atölyelerimizde ipek dışında hiçbir malzeme kullanmıyoruz.
YETKİLİLERE SESLENDİ: Han Halı İmalat Müdürü İsmail Şaşdım, “Böyle bir kültür mirasının kaybolması bizi üzüyor. Bu kültür mirasının kaybolmaması için destek verilmesi gerekiyor.” dedi.
ALTTAN YETİŞEN DOKUYUCU YOK
Bu sektörde alttan yetişen dokuyucu yok. Şu an üretim yapan kişilerin dışında başka birisi maalesef yok. Bu zorlu işte kimse çalışmak istemiyor. Çünkü insanlar hak ettiği geliri bulamıyor. Makine halıları üretiliyor ve bu halılar bizim yaptığımız halılar gibi değil. Elde üretilen halı ile makine de üretilen halı arasında çok fark var. Tabi tüketici el yapımı halı aldığında maddi açıdan ödün vermesi gerekiyor.
SATIŞLARDAN MEMNUN DEĞİLİZ
Ürettiğimiz halıların bir kısmı dış turizmde bir kısmı ise ülke içinde satılıyor. Turizm alanında satılan halılarda komisyonlar çok yüksek ve bazı sorunlar çıkıyor. İç piyasaya baktığımızda ise alım gücü çok düştü. Satışlar eskisi gibi değil. Şu an ki alışverişten hiç memnun değiliz. Bu iş sanatsal bir iş ve sanatsal işler zamanla kaybolup gidiyor.
ÖZEL SEKTÖR BU İŞİ YAPAMIYOR
Biz çok eski bir firmayız ve 4 nesildir bu işi yapıyoruz. Bu iş ilk zamanlar devlet destekliydi, sonra özel sektör aldı. Artık bu işi özel sektör yapamıyor. Üretim yapacak kimse yok. Bu iş artık sembolik bir hal aldı. Şu an yapanlar, genelde bu işi önceden yapan ve seven kişiler. Çok fazla ticari amacı olmayan kişiler bu işte devam ediyor. Maalesef bu da uzun sürmeyecek.
BU MİRASIN KAYBOLMASI BİZİ ÜZÜYOR
Artık sektörde büyük oyuncular çıktı. Hem dokuyucu yok hem de satış zorluğu var. Masraflar nedeniyle bu iş yapılamıyor. Bölgedeki son dokuyucular burada olduğu sürece biz bu işi yaparız. Ama çok uzun sürmeyecek. Böyle bir kültür mirasının kaybolması bizi üzüyor. Bu kültürün kaybolmaması için destek verilmesi gerekiyor.
DESTEK VERİLMESİ GEREKİYOR
İhtiyacımız olan şeyler ham madde, yardımcı ekipman ve dokumacılar. Bu ihtiyaçlar karşılandığında belki bu süreyi uzatabiliriz. Makas ve kirkit için bakım gerekli oluyor. Bu bakımları yapan tek bir kişi vardı o da sektörden ayrıldı. Yaz boyunca bu kişiyi hiç bulamıyoruz anca buraya geldiği zaman bakım yaptırıyoruz. İpekçi de kalmadı. Bir tane ipekçi var ve çok yüksek kalitede iş yapıyor. O da aynı şekilde sektörden memnun değil ve yakın zamanda işi bırakacaktır.
KÜLTÜRÜ KORUMAYA ÇALIŞIYORUZ
Ancak en büyük eksiklik kesinlikle dokuyucunun olmaması. Yeni neslin bu işe ilgisi yok. İş çok zor ve tatmin edici bir para da yok. Sosyal güvenlik yok, bu yüzden dokuyucular ev hanımları oluyor. Yani başka iş kolunda çalışamayacak kişiler oluyor. İstedikleri zaman atölyeye geliyor ya da evde dokuma yapıyorlar. İşin zorluğuna göre ücret alıyorlar. Bu iş eskisi gibi bir istihdam kaynağı değil, sadece kültürü korumaya çalışıyoruz.”