* Verimlilik kazanımlarıyla desteklenmeyen büyüme modeli sürdürülebilen bir model değildir. Bütçemizi ekonomiye ve ihtiyaç sahibi sosyal kesimlere destek vermek için 20 yıldır esnek bir yaklaşımla yönetiyoruz.
* Şunu çok net ifade edeyim. Türkiye ekonomisi, komu maliyesi kaynaklı bir risk yaşamadı, ve yaşamayacaktır. Dünyada bütçe açıklarının çift hanelerini gördüğü bir ortamda biz yine sağlam kamu politikalarımızla pozitif ayrıştık. Bu yılı yüzde 3,5’un altında bütçe açığıyla kapatacağız.
* Pandemiden etkilenen kesimlere destekler sunduk. Enflasyonla mücadelede kamu maliyesini seferber ettik. Buğday ve arpa gibi temel tarım ürünlerine ilave destekler veriyoruz.
* Pandemide verdiğimiz destek toplam 734 milyar liraya ulaşacak. Enflasyonla mücadelede vergi indirimleri ve fiyat ayarlamalarıyla 25 milyarlık kamu maliyetinden vazgeçtik. Bahsettiğim bu tutara Doğalgaz ve elektrik alanındaki destekler dahil değildir.
*Maruz kaldığımız kuraklık neticesinde hidroelektrik santrallerinin elektrik üretim payı yüzde 30’dan yüzde 19’a düştü. Söz konusu maliyet artışlarını da vatandaşlarımıza en az düzeyde yansıtıp aradaki farkı biz ödüyoruz. Isınma amaçlı yurt dışından 100 birime mal ettiğimiz doğalgazı 4’te 1’i fiyata yani 25 birime vatandaşlarımıza satıyoruz. Elektrik ise üretim maliyeti yüzde 50’nin altında satıyoruz.
* Un fabrikalarına, yem fabrikalarına ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımıza 800 ila bin TL arasında destek veriyoruz.
*Cumhurbaşkanımızın en hassas olduğu hususlardan biri vatandaşımızın enflasyona ezdirilmemesi. Asgari ücret başta olmak üzere bu konuda gerekli hassasiyeti göstereceğiz.